Boğazına
çökmüş sigara dumanına inat oksijen istiyorsun biliyorum. Hem dumanlı olsun hem
de nefesine takılmış tüm sis perdesine karşın temiz olsun ciğerlerinde dolaşan
o her neyse işte. Her neyse anladım seni ben. Ellerinde geceden kalma ağır
tütün kokusunu neden artık yadırgamayışını anladım. İnce parmaklıklı o dar
balkondan sarkmak istiyorsun en dibe. Orda bir yerde sonsuz huzurun olduğu karanlık
bir sessizliğe kim inandırdıysa seni gözün hep en diplerde… En’lerin en
dibindesin şimdi. En sevinç duyduğun kahkahalarının çığlıkları geliyor
diplerden yukarılara. İnce demirlerden içine işliyor usul usul. Ve ısıtırken
üşütüyor tüm mazinin sevimli sesleri.
Bir
film sona eriyor zihninde. Küllük son sigarana izin veremeyecek kadar gri. Eğik
izmaritlerin dev gölgeleri var camın karşısındaki duvarda. Dipler gözünde
güzelleştikçe ağzından çıkanların aksi hortum gibi görünüyor. Duvardakiler ayrı
bir karanlığın habercisi.
Yerinde
olsam eğik başımı kaldırır o koyu gecede en güzel yıldızı bulmaya çalışırdım. Rüzgâra
yardım ederdim içime daha çabuk işlesin diye. Bir sökük gecenin ardından nefesi
temizlenmiş uyanmaya çalışırdım. Gırtlağımı yakan tütünü sadece suyla
bastırırdım. İnsanın en dibi yukarı çıkmaya hazırlandığı en son raddesidir. Açardım
gözlerimi ardına kadar. El yordamıyla annemin yıkadığı en güzel kokulu çarşafı
yatağıma geçirir, yastığımı kıskıvrak sarar öyle dalardım.
Unut
ince parmaklıklı balkonların kahverengi manzaralarını. Ve sevilmediğin
sevmediğin her şeyi bırak sigara ile dumanı arasında kalsın…
Güzel
rüyalar diliyorum ellerindeki izmarit kokusuna inat... Sana hep güzel rüyalar
diliyorum.
Amak-ı Hayal