Bu satırlardan birkaç nefes geçti. İç çeke çeke, sessiz
sedasız, sadece “ben seni sevdim ve çok özledim” diyebildiğim. Özlemle sınanmış
hayatımın en güzel hikâyesiydin sen, o, bazen de bir başkası. Ne çok sevmelerin
var senin, dediğini duyar gibiyim. Küçücük bir insanın kocaman sevişi… Bazen sızlayan bir kalpten alıp da tekrar
inşa ettiğim. Ağlarken bağrıma basıp sevdiğim. Anne olup çocukluğundan öptüğüm. Geçti deyip
de geçiremeyince beraber perişan olduğum. Çok anladıklarım… Az yaşadıklarım…
Anladım seni, onu, ötekini. Hastalığından, sancısından,
zayıf oluşundan, güçlü duruşundan sebepler çıkarmadıklarım. Aynı sızılar peyda
olduğunda gözünden tanıdıklarım. Sevildiğim, bazen de terk edildiğim. Hissini,
kalbimdeki yerini, gülüşünü, yazdıklarını söküp atamadıklarım… Ağlaya ağlaya sildiğim
geçmişe dair hatıralarım. Ne kadar çoğul cümlesi kurduysam aslında bir o kadar
da az insanla yaşadığım, her satırı kıymetli kalanlarım. Kimseye gücenmedim,
incinmedim… Kalbimi canımla birlikte sürükleyenlere canın sağ olsun dedim ve
geçtim.
Ansızın hiç hesapta yokken sen nereden ç … Aslında
seni hiç katmasam bu yazıya… Sen bu tecrübelerin dışında başka bir yangısın. Sebepsizsin.., Belki bir imtihan belki bir lütuf…Ne olduğunu ilk defa
anlamayamadığım ama anla… Yine kıyamadığım… Çok sözle uzun uzun
konuşamadığım, adının geçtiği her yere yazılar yazdığım. Ne iyi ettin de geldin
sen diyemediğim… Yerini yurdunu bilmiyorum senin. Sokaklarından haberim yok.
Anlamak istemiyorum seni. Biliyorum anlarsam bir çocuğu sever gibi seveceğim
seni…
~S'özde Yazar~