7.01.2015

YANLIŞ İLMEK

İlk örgüye başladığım zamanları hatırlıyorum ne çok yanlış yapardım ne çok geriye dönmek zorunda kalırdım. Sökmeye kıyamazdım onca emeği. İlmekleri canımdan söküyorlarmışcasına sıkılırdı içim. Annem sökerdi daha çok sonra en küçük hata için bile en başa dönmenin ne mühim bir sorumluluk olduğunu anlatırdı. O zaman anlamıştım düzgün işler eğri ellerden çıkmıyordu. Bazen en başa dönüp en kötü ilmeği en iyi şekilde tekrar atacak kadar sabırlı olmalıydı insan… Ve duyarlı olmalıydı ve sorumluluk sahibi ve elindekine kıymet vermeliydi…

Düzeltilmeyen her eğri zaman gelir doğruların içinde bir emanet hissiyle, sevimsizce bakar yüzüne. Bakmakla kalmaz konuşurda seninle… Benim burada ne işim var? Der. Üstünü örttüğün hiçbir eğri doğrulara gebe kalmıyor. Sonraları örgü hikayemden bir sürü yanlış ilmekli hikayeler çıktı.


Olmadı… Annemin dediği gibi hiç olmadı. Kimse yanlış ilmekleri için fedakârlık yapmadı, özürde dilemedi. Pişmanlıkta duymadı. Geriye dönmektense yanlışlarıyla yaşamayı yeğledi. Hiçbirini anlamadım, anlayamadım. Bıraktım… Rengini, bedenini, dokusunu beğendiğim halde bıraktım… Ben bırakmasaydım da yanlış ilmeklerle zaten çoktan bırakılmıştım. 

~Sözde Yazar~

Dinlenesi