21.12.2023

Neden...

Benim bile içine giremediğim ki ayarlarını böyle yaptım, bir blogum var. Kendime şunu diyorum yazacak bir şeyin yoksa o sayfaları ziyan etme. Okul yıllarında notu az tutulan derslerin defterleri arttığında o kısmı topluca kapatıp bantlardım. Belki geriye dönüp bakarım diyerek o sayfaları neden serbest bırakmadım. Ya da neden hiç geride bıraktığım bunun gibi pek çok şeye geri dönüp bakmadım... 

Bugün bunu düşündüm... Devamı olmayan şeylere ilgim yok. Ben emek vermeyi ve devam eden şeyleri seviyorum. Rutinleri seviyorum, düzeni seviyorum, alışkanlıklarımı sevmeyi seviyorum... Sürpriz sevmiyorum, birden büyüyen, birden parlayan, birden değişen değişklikleri sevmiyorum... İstifçiliği hiç bir zaman sevmedim. Yaşamayanları da yormaya meraklıdır insan. Yormayınız ve yorulmayınız. Hayat çok kısa ve her gün bütün verdikleriyle sevilmeyi hak ediyor 🌺

8.12.2023

Yok...

Belki yarın yokum, belki yarın yok olacağım. Düşünüyor insan, kim daha önemliydi, neyi, kim için yaptım, ben neydim, benim bedenim ya da ruhum neye hizmet etti şu fani hayatta... Vasiyet yazmak isterdim, belki yazarım. Hangi duyguyu kime bıraktığımı, ruhumun kimde, nerelerde dolaşıp durduğunu. Neden bu hayatta ısrarla anlayamadığım pek çok şey kaldığını ve aslında sıkıcı  büyük cümlelerden niye ölesiye kaçtığımı... 

Kim aslında sevdi beni, kim sevmekten bahsederken hırpalayıp çekti gitti. Nerelerde kalamadım, en çok neye sevindim ve hangi elzem duygunun içinde kim için acı çektim. Ben neydim ve şu hayatın şu raddesine gelene kadar kaç eşikten, kaç duygunun, kaç insanın kalbinden geçtim. Uzundu hayat, çok şey gördüm. Pek çoğu bugünümü inşaa etti. Kendime kızmamayı öğrendim, beni üzenleri affetmeyi ve yaptığım hatalar için ilettiğim ya da iletemediğim özürlerimi dile getirmeyi...

Ben gidiyorum deyip gitmek istiyorum bazen. Ruhumla bedenimi ve duygularını aynı vücut içinde yaşamak istemiyorum. Yanlış anlaşılmasın ölmekten bahsetmiyorum ama ayrılmak istiyorum arada bir. Fazla ütopik... Zaten her şey bir rüya gibi. Bir gün gerçekliğe gözlerimizi açacağız, bir yer vardı güzeldi ama iyi ki bitti diyeceğiz. Demeliyiz...

Depresifmiyim, hayır bu saatte, hiç değilim.🌻

Çünkü seviyorum, sevmek güzel şey...

...




3.12.2023

Söz...

Her anı zihinde kötü kalmaz, iyiler çıkıverir ansızın bir satır aralığında. Bir cümle geçer bir replik arası sana tanıdık, senin için özel, sana verilmiş gönülden... Sonra dersin ki, söz ağızdan çıkan herşeyle bir bütün değil mi? Ben ağzımdan çıkan herşeyi söz sayarım, bu benim en çok derdine düştüğüm şey. Ama yeni bir şey öğrendim... Sözleri tutmak içinde o sözün hükmü kalmalı. Kendine vermediysen, verdiğin taraf yardımcı olmalı. Bazen öylece kalıyor kelimeler ve sen ömür boyu zihninde bir yük gibi taşıyorsun. Ne yaparsan yap tam olsun dediklerin hep yarım kalıyor. Geriye her zaman bir şeyler kalır. Madem kalacak en baştan derdine düşmemek daha akıllıca ama o akıl çoğu zaman başta değil sonda konuşuyor... Pişmanlık denen şeyi anladığımı pek sanmıyorum ama yaşanan hiçbir şeyi  değiştiremeyeceğimi bilmem gerekiyor. Kimseye olduğundan daha farklı bir şeyi daha iyi olmak adına sunmamak lazım. Kendinden uzaklaşarak hiçbir yarım kalmışlığı mükemmel bir şekilde tamamlayamazsın. Dağılan tesbih gibi bazı hatıralar. O boncuklar öylece bekler bir şeyin içinde ve sen çokça zaman sonra bütünleyeyim dersin ama bellidir yeniden var etme çaban. Eski bir ipte diziliyken daha kendi gibiydi yenisinde daha eğreti... Hayat hep böyle sadece bazen unutuyoruz... Dağılan tesbihleri toplamayın. Belki de artık zikri de derdi de bitmiştir...

1.12.2023

Geçen Yıllar İçinde Blog

Bazı yazılar var yıllar yıllar olmuş daha evli bile değilmişim, oturmuş içimi dökmüşüm hem de dümdüz. Nasıl bu kadar saf, açık duygularla, yalın anlatmışım diyorum. Harika bir yazı olmamış, her yerinde bin kusur ama samimi. Sonra sileyim ben bunu diyorum ama yorumlara bir bakıyorum biri diyor ki tek satır atlamadan okudum, diğeri diyor ki benzer şeyler ben de yaşadım, öteki diyor ki bir de şu açıdan bakınca... Ya da denmiş ki hislerime tercüman oldun...  Bunların yazılarla yok olup gitmesine kıyamıyorum. Hiç tanımadığım o insanların benim yazılarıma yaptığı o yorumlara kıyamadığım için silemiyorum pek çok yazımı. Bazıları o kadar düzenli geldi ki bir yıl, iki yıl hatta üç yıl...  Diyorsun ki yazar olsan belki seni bu kadar takip etmez. Çok değerli, çok kıymetli bu var oluş... Yaklaşık 12 sene evvelinden kalan o insanlara bakıyorum pek çoğu bir kaç sene sonra blogu bırakmış. O veya bu sebeple gitmişler. Sanki bir dönem blogger olmak popülerdi ve insanlar içlerini döktü ve gittiler. Bazıları çok istisna ama hala buralar ve hala yazıyorlar. Unutmayanlar sadece ziyarete geliyorlar... Bloga başladığım zamanlarda derdim çok düzenim azdı. Hayatım fazlaca inişli çıkışlıydı. Çok yorgun zaman zaman üzgündüm. Yazmak ne iyi gelmişti. Hayatımda dönüm noktalarım hep yazmakla alakalı. En büyük kırgınlıklarım hatta en büyük mutluluklarım mutlaka yazmakla alakalı. Çıkardığım en büyük derslerde yine yazmakla oldu...

Ne diyordum, hayatımda çoğu şeyin başındaydım ve herkes benim gibi sanıyordum. Burada her meslek grubundan insanla dost olduk, ismini cismini çok sonra öğrendikten  sonra yaşça epeyi büyük baya mevkiili abiler ablalarla olduğumu anlayınca bir destur diyesim geldi. Bazen de tam tersi oldu. Hayranlıkla takip ettiğim bazı bloggerlar benden çook küçük yaşta çıkınca şaştım kaldım... Demem o ki epeyi renkli çıktı buralar ve herkes nasıl da birbirine benzer...

.

Öyle işte...


Sizi seviyorum🌺